Veli DALBUDAK

Selam Olsun

PUSULASIZ GEMİ

Pusulasız bir gemi rotayı kaybetmeden seyredebilir mi? Seyreder elbet, eskiden pusula mı vardı? Fakat kaptan, kaptan olacak…

İstikameti belli olmayan, gittiği yeri bilmediği gibi, geldiği yeri de unutan bir parti var.

Ne yaptığı ve ne yapmak istediği de belli değil. 

Sanki Ana muhalefet partisi değil, sıradan bir sivil toplum kuruluşu…

Hatta marjinal bir STK adeta.

 

Fakat bir haksızlık etmeyelim sıradan ve marjinal STK’lara.

Çünkü onların bile bir vizyonu ve misyonu var.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz ilkeleri ve hedefleri var.

İyi kötü bir başkanları ve yönetim kurulları var.

Yine beğenirsiniz beğenmezsiniz kendi doğrularında ve çizgilerinde ilerliyorlar.

 

Amma velakin ana muhalefetimiz pusulasız bir gemi gibi seyrediyor deryada.

Nereye doğru, ne için gittiğini bilmeden. 

Pusulasız bir gemi rotayı kaybetmeden seyredebilir mi?

Seyreder elbet, eskiden pusula mı vardı?

Fakat kaptan, kaptan olacak…

CHP’de yalnızca pusula sorunu yok, kaptan sorunu da var.

Kurucu parti kurulduğundan bu yana böyle zulüm görmedi.

Böyle de şaşkın, böyle de acemi, böyle de işbilmez bir kaptan da görmedi.

Ana muhalefet gemisi devlet donanmasının bir parçasıdır.

Ana muhalefet liderliği de devletin bir parçasıdır.

İktidarı usuletle eleştirebilirsiniz.

Ama devlet hepimizin devleti.

Muhalefet devlet sorumluluğunu sırtından atıp, gemiyi kayalıklara süremez.

 

Ana muhalefet lideri her gittiği yerde olay çıkartıyor.

TOBB genel kuruluna gidiyor.

Ne beklersiniz?

Yapıcı eleştiriler getirebilir.

Ama o da ne?

“Kan dökmeden başkanlık sistemini getiremezsiniz” diyor.

 

Beyefendi camiye gidiyor…

Huşu içinde olması beklenir…

Ama kavga kıyamet…

 

Beyefendi taziyeye gidiyor…

Şehide saygı beklenir…

Ama ortalık savaş alanı.

 

Kendi grup toplantısına gidiyor…

TBMM çatısı altında destekçileri, ülkenin Cumhurbaşkanı’na ve onun sevenlerine küfür ve hakaret ediyor.

 

Bitmedi, beyefendi televizyona çıkıyor.

Canlı yayında, hapisteki PKK’lı ve DHKP-C’li mahkümları ziyaret ettiklerini söylüyor.

O lafları ettiği Ahmet Hakan’ın programının bir kısmını o akşam tesadüfen izledim.

Dikkatimi birşey çekti.

Kılıçdaroğlu, Ahmet Hakan’ın ittirmesi, hatırlatması ve teşvikiyle şehitlere kısaca rahmet diledikten sonra konuyu değiştirecekken yine Ahmet Hakan’ın araya girip uyarmasıyla yaralılara şifa diliyordu.

 

CHP maalesef özellikle son kongreden sonra oluşturduğu yeni kadrolarıyla başka bir ülkenin partisi gibi davranıyor.

Topluma yabancılaşma konusunda tam yol ilerliyorlar.

Nereye ve ne için gittiklerini bilmedikleri pusulasız ve kaptansız bir gemiyle. 

selyus