Volkan ÖZTÜRK

Dünden Bugüne

Gerçek Ne?

Roma senatosu insanları tanrı katına çıkarma gücü olduğunu iddia ediyor.

  • İki bin yıl önce Yahudiler Roma’ya başkaldırırken, isyan ederken, tanrının Yahudilerin tarafını tuttuğuna ve yenilmez görünen Romayı yeneceklerine inanıyorlardı. Ama Roma, Yahudileri katledip sürgün etti.
  • Japon imparatoru Hirohito’nun kutsallığına inanılıyor(gerçi sonra kendisi tanrı olmadığını açıklıyor).
  • Sovyet lider Stalin kucağına bir çocuk alarak çektirdiği fotoğrafı ülkenin her yerine dağıtarak halkın babası olduğunu anlatmaya çalışıyor (ama o sırada Ukrayna’da insanlar açlıktan kırılıyor). Sonra bu küçük kız çocuğunun annesi ve babası ortadan kaldırılıyor.
  • Coca-cola reklamlarında kola içenleri enerjik ve sağlıklı olarak gösteriyor.

Bu örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz.

Tarihte ve günümüzde insanları kandırmak, belli bir yöne kanalize edebilmek için gerçek üstü, yalan yanlış şeyler her zaman kullanıldı. Bundan sonrada kullanılmaya devam edecektir.

Siyasiler, reklamcılar,  dini kullanan şaklabanlar, milli duyguları kullanan çıkarcılar, küçüklerini yola getirmek isteyen büyükler, öğretmenler, patronlar, vs. Yani istediğini yapmak ve yaptırmak isteyen bazıları yalana, kandırmacaya başvururlar.

“ Bir kere söylenen yalan yalan olarak kalır ama bin kere söylenen bir yalan hakikate dönüşür” demiş J. Goebbels.

Hitler’de “en parlak propaganda tekniği, birkaç noktayı tekrar tekrar dile getirmektir” demiş.

Öyle büyük yalan söyleki herkes inansın…

Bu örnekleride çoğaltmak mümkün.

Mitolojik bir anlatım olmadan insan kitlelerini bir araya toplamak zordur. İşin aslı insanları bir araya getirmek için yalanlar gerçeklerden daha etkili oluyor.

Tarih boyunca gerçeği anlatmaya çalışan peygamber, bilim insanı, toplum aydınlatıcıları, aydın münevver kesim hep zorlanmış, dışlanmış ve anlaşılmamışlar, hatta dokuz köyden kovulmuşlar. Ama yalanla, insan kitlelerini kandıranlar itibar görmüşler. Sonunda, genelde gerçek anlaşılmış ama iş işten çoktan geçmiş olmuş.

Velhasıl, bizler, insan toplulukları yalana daha çok itibar ediyor, doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyor sonrada başımız belaya girince durumu anlıyoruz ama yapacak bir şey kalmamış oluyor.

selyus