Veli DALBUDAK

Selam Olsun

KAR

Meyvesi bol bir yaz ve sonrasında kar altında bir kış. Karlı kışlar, her ne kadar komünizmi çağrıştırsa da, bu çağrışımın da miadi doldu artık. Ancak,

KAR

Meyvesi bol bir yaz ve sonrasında kar altında bir kış. Karlı kışlar, her ne kadar komünizmi çağrıştırsa da, bu çağrışımın da miadi doldu artık. Ancak, beyaz romantizmin işgal ettiği bir şehirden bahsedebiliriz olsa olsa…

Çocuklara ve benim gibi çocuk ruhlulara göre, bir eğlence bu durum. Hiç kaçırmıyoruz kartopu oynamayı ve kardan adam yapmayı. Sahi nedendir bu üşümek arzusu? Nedendir, geç düşen jeton gibi, gecikmeli ıslanmışlık hissi? Ateşe hayatımızda bir kere değdirirken elimizi, soğuk beyaz ateşe binlerce kez dokunuyoruz. Ateş, insanı her zaman, kar ise en zayıf anında yakar. Hele bir düşmeye gör eline, kurtulamazsın.

Çocuklara iyi gelir kar, değişik oyunlar çıkar. Çocukluğumdan hatırladığım en güzel hatıralar, karlı kışlardır. Bizim zamanımıza göre, tüm oyun sistemleri değişmiş olan, şimdinin internet çocukları bile, özlemle bekliyorlar karın yağmasını ve uzun süredir ilk kez sanal olmayan bir oyunu oynuyorlar. Bin kere daha mutlu olduklarına şahidim.

Kar yağmaya devam ediyor. Gözlerimin içine düşüyor taneler. Yüzüm ıslanıyor, ilahi bir temas bu. Yüreğim soğuyor, içim rahatlıyor. Parmak uçlarım hissetmiyor dünyayı. Karlarla beraber kanatlanıyorum. Ayaklarım yerden kesiliyor, önce birkaç metre yükseliyorum. Heyecandan yönümü şaşırıyorum, nereye gideceğim Allahım! Ağaçlara, kardan beyazlaşmış ağaçlara çarpacağım neredeyse. Kuşlar yalnız bırakmıyor beni, seslerini takip ediyorum onların. Ama çok hızlılar, ben çok gerilerde kalıyorum.

Yalnız bir kar tanesiyim. Çok uzaklardan gelmiş gibi, yabancı hissediyorum yaşadığım şehre kendimi. Öyleyse, düşmemeliyim tanımadığım bu topraklara. Daha uzaklara kanat çırpmalıyım göçmen kuşlar gibi.

Kuşlar göçüyor, insanlar göçüyor, karlar niye göçmesin? Belki de, Moskova’da, Aşkabat’ta, Sofya’da, Bükreş’te, Pekin’de, Zagrep’te, Viyana’da, Berlin’de yere düşmekten son anda vazgeçmiş kar taneleriydi arkadaşlarım. Konuşmalıyım onlarla, hem ben evsahibi sayılırım değil mi? Yorulmuşlardır muhtemelen, çok uzaklardan geliyorlar çünkü. Biraz dinlenmek isterlerse eğer, toprağa düşmesinler, bir ağacın yada çatının üzerinde konaklasınlar. Bir rüzgar eser belki, oradan hep birlikte uçarız, umut dolu özgürlük diyarlarına…

İlginizi çekebilir

EN ASİ GÖSTERİCİ

EN ASİ GÖSTERİCİ

selyus