Lerzan Tuğba ŞAHİN

Bir Varmış Bir Yokmuş

MİNİK, SAVUNMASIZ ELLERİ

Hindistan’ın kuzeyindeki Dehradun kentinde 21 yaşındaki Rajo Verma adlı genç kadın,5 erkek kardeşle evli!

MİNİK, SAVUNMASIZ ELLERİ

– Hindistan’ın kuzeyindeki Dehradun kentinde 21 yaşındaki Rajo Verma adlı genç kadın,5 erkek kardeşle evli!
– Avusturya, Josef Fritzl isimli sapık baba, 1984’te mahzene hapsettiği öz kızına 24 yıl boyunca tecavüz etti ve kendi öz kızından yedi çocuk sahibi oldu! (“Sapık Baba” manşetlerini hatırladınız sanırım.)
– ABD’de ilkokulu basan silahlı saldırgan, 20’si çocuk 26 kişiyi öldürdükten sonra intihar etti.
– Anders Behring Breivik,22 Temmuz 2011 tarihinde Norveç’te çoğu genç 77 kişiyi katletti.
– 3 Mart 2009 tarihinde lise öğrencisi Münevver Karabulut erkek arkadaşı tarafından acımasızca katledildi.
– Meksikalı 9 yaşındaki Dafne isimle kız çocuğu, doğum yaptı!
– Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki öz kızı tarafından öldürüldü.
– Kocaeli’nin Gölcük’te sınıf öğretmeni olan genç kadın, 9 günlük bayram tatilinde,2 aylık bebeğini evde yalnız bırakıp Hatay’a gitti .Tatilin sonunda Gölcük’e dönen anne bebeğini, tepki vermiyor diye hastaneye götürdü, ve çocuğun ilk belirlemelere göre birkaç gün önce ölmüş olduğu anlaşıldı!

Yukarıda sıraladığım garip ve feci olayları eminim hepiniz çok iyi hatırlıyorsunuz, tabi bunlar sadece birkaçı. Özellikle de en sonuncusu akıllardan hiç çıkmayacak. Bir anne! ancak aklını yitirmiş olmalı ki, aciz, yaşamak için başkasına muhtaç, minicik bir cana bunu reva görsün! Oysa kadınlar değil midir ki, daha küçük bir kız çocuğuyken anaç duyguları içinde barındıran, kendisi minicikken bir bebeği görünce kucağına alıp, bir anne edasıyla onu sarıp, Uyutmaya çalışan? Sonra nasıl oluyor da ..

Bu son olayın haberini sabah işe giderken radyoda duyduğumda hissettiklerimi, buraya ne yazsam tarif edemem, amacım zaten bu da değil. Ama ne yalan söyleyeyim, gözlerimi yumunca gözümün önüne karanlıkta acı acı ağlayan bebek görüntüleri geliyor, haberi her hatırlayışımda. Bir kadının bu dünyada yaşayabileceği tek mucize annelikken ve çocuk sahibi olmak için doktor kapılarında mucize arayanlar, evladı için kendi hayatından vazgeçmeye hazır anneler varken, bir kadın nasıl yavrusuna bu acıları yaşatabiliyor? Belki az sonra yazacağım bazı okuyucuları rahatsız edebilir ama bu haberden sonra kulağıma gelen diğer bebek seslerini de yazacağım, çünkü bir de anne karnında annesi tarafından yaşamına son verilen bebekler var, (a pardon yoksa cenin mi demem lazımdı!) o bebeklerin de, tıpkı o 2 aylık bebek gibi, duydukları acıyı sadece Allah bilecek. Onlar da yine anneleri tarafından, ölüme layık görülen talihsiz bebekler. Minik, savunmasız elleri kendilerine müdahale edenlerin karşısında nasıl korusun ki kendilerini? Konuşamıyorlar da zaten! Konuşabilseler, hani belki “yapma ne olur!” diyebilseler .. Durumlar arasında ne fark var ki?

Neyse bunu uzatmak istemiyorum. Yine aynı soru geliyor akıllara “insanlık nereye gidiyor?”

Dünya nasıl bir olaylar zincirinde ilerliyor? Eğitim, bilim, teknoloji adına hemen her şey daha çok gelişirken ve dünyaya yeni gelenler, kendilerinden öncekilere kıyasla bilgiye ya da imkanlara daha hazır ulaşma şansına sahip olurken aslında her şeyin çok daha normal olması gerekmez mi? Peki sorun nerede? Neden insanlar öfkelerini kontrol edemiyor? Nasıl bir başkasının hayatına zarar verme hakkını kendi ellerinde bulabiliyor? Bazı gençler ’maddi ’anlamda bolluk içindeyken neden travmalarla dolu bir ergenlik yaşıyorlar? İnsan nasıl olur da kendisine yapılmasına izin vermeyeceği bir şeyi bir başkasına yapmaya kalkışır?

Maalesef bu soruları düşünmediğimiz ve cevaplarını aramadığımız sürece dünyada huzur daha da eksik kalacak. Yukarıda örnekleri verilen olayları ele alınca, akademik eğitim ve maddi koşulların tek başına çözüm ya da tetikleyici olup olmadığını da söyleyemeyiz. Elbette uzmanların görüş ve önerilerine ihtiyacımız var bu noktada.

Sorularıma eğer sizin bir cevabınız ya da problemlere önerebileceğiniz çözümünüz varsa, paylaşmanızı beklerim.

~ “Ne kadar mutlu olmaya karar vermişseniz o kadar mutlu olursunuz.” A. LINCOLN ~

L. Tuğba ŞAHİN

selyus