Veli DALBUDAK

Selam Olsun

ÖRS, DEMİR, ATEŞ ve NEVRUZ

Bu ülkenin çocukları, içlerinin cıvıl cıvıl cıvıldadığı baharın yeni umutlar yeşerttiği bu güzel günlerde coşkuyla yakacaklar ateşlerini, en eski atalarından öğrendikleri gibi örste dövecekler..

Eski Türkiye, eskiye ait ne varsa ateşe atıp yakıp küllerini de denize savurmuştu.

Kötü biten bir evlilik yada ayrılınan sevgiliden sonra geçmişe dair iyi kötü tüm hatıraları silmek istercesine…

Hatırlamamak unutmaktan geçer. Hatta silmekten…Hem de geride kalan izleri bile…

Eski Türkiye silinen izlerin üstüne de kendi tarihini yazdı. Ama bağlantılar kopuk, derinlik ise sığ kalıyordu…

Hani neredeyse herşey Cumhuriyetle başladı, ondan öncesi konar göçerler, kabileler, çadır devletleri, nihayet Osmanlı…

O da bir ara iyiydi ama sonra çok bozuldular…

Geçmiş olsun…

Yaşasın Cumhuriyet…

Çocukluğumun bayramlarına bakıyorum zaman makinamı şöyle bir geriye döndürüp…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramı ( 1920)

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı (1919)

27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı (1960)

30 Ağustos Zafer Bayramı (1922)

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı (1923)

En eskisi 1919, ondan daha geriye giden hiçbir şey yok. Bu kadar eski, bu kadar köklü, bu kadar dünya hakimi bir millete geçmişten kalan tek bir miras yok.

Binlerce yıllık bir ulusun, en eski bayramı neredeyse düne ait…

Bunları bayram olmaktan çıkaralım mı?

Hayır, 27 Mayıs hariç hepsi bizim önemli günlerimizdir, kutlayalım. Ne bayramı olduğunu çocukluğumda da pek kavrayamadığım 27 Mayıs zaten kaldırılalı epey oldu. Ama bunlar bayramsa Osmanlı’nın kuruluşu da bayramdır, Selçuklu’nun kuruluşu da. Ergenekon da bayramdır, Nevruz da. 1071 de atamız Alparslan’ın Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun kapılarını açması da bayramdır, 1453 de Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederek orta çağı kapatıp, yeni çağı açması da bayramdır. İyi yada kötü köküne sahip çıkan nesiller Dünyaya karşı özgüvenli ve dik duruş sergileyebilirler. Aksi takdirde yeni nesil, büyük ve şanlı Türk devletini, sürekli IMF ve Dünya Bankasına avuç açan acuze bir fakir dilenci zanneder, bizim çocukluğumuzda zannettiğimiz gibi.

Sadece eski Türkiye tarih aralığına sıkışıp kalmadan, daha eski, daha köklü, daha derin tarihe, medeniyetimizin şahikası olmuş dönemlere, eski mimari, eski şiir, eski edebiyat, eski sanat, eski kültür rehberliğinde kurucu zihniyet sevdasıyla bakarak yükselebilir tekrar bu ülkenin çocukları…

Bu ülkenin çocukları, içlerinin cıvıl cıvıl cıvıldadığı baharın yeni umutlar yeşerttiği bu güzel günlerde coşkuyla yakacaklar ateşlerini, en eski atalarından öğrendikleri gibi örste dövecekler demirlerini, Ergenekonu da, Malazgirti de, İstanbulu da bayram bilerek kutlayacaklar baharın gelişini ve Nevruz’u…

                Veli DALBUDAK

İlginizi çekebilir

PAZARYERİ

PAZARYERİ

selyus