Ana Sayfa GENEL SAĞLIK 10 Mayıs 2020

Yasaklı günlerde taksi yasak olunca!

Sahur vakti eşim doğum belirtileri gösterince hastaneye gitmek zorunda kaldık. Ama taksiler çalışmayınca, ambulanslar da mevzuat gereği istediğimiz hastaneye götüremeyince dokuz doğurduk.

TALİP KARAKAŞ

Yıllardır tüm dünyada dert yanılan ama bir türlü çözülemeyen bürokratik oligarşi önceki gece az kalsın benim ve ailemin hayatını karartıyordu. Lafı fazla uzatmadan yaşadıklarımı anlatayım ki mesele daha iyi anlaşılabilsin.

Eşim 35 haftalık hamile. Merakla o harikulade anı beklerken minik kızımız bir sürpriz yapıp dünyaya erken gelmeye karar verdi, tam da sahur vakti… Yemeği yedikten sonra yatmaya hazırlanırken eşim doğum belirtileri göstermeye başladı. Hafif panik olsak da durumu hemen tedavi gördüğümüz özel hastaneye bildirdik. Telefondaki görevli, hastaneye gelmemiz gerektiğini söyledi. İyi de nasıl gidecektik? Otomobilimiz olmadığı için taksi çağırdım fakat sokağa çıkma kısıtlaması sebebiyle taksiler çalışmıyordu. Hastanemizi aradım; “COVID-19 riski sebebiyle ambulans gönderemeyiz. Bu sizin sağlığınız için alınan bir tedbir” cevabını aldım.

Apartmana yeni taşınmıştık, konu komşuyu tanımıyorduk. Yakınlardaki bir arkadaşımı aradım ama ulaşamadım. Nasılsa bir yolu bulunur diye hastaneye gidişi hiç hesaplamamıştık. Eşimin kuzeni aklımıza geldi. O da hamileydi ve bize yakın oturuyorlardı. Kocası “Gelirim ancak yasak var. Plakayı polise bildirir misin, ceza yemeyelim” dedi haklı olarak. 156’yı aradım, 112’ye yönlendirdiler. 112, ambulans gönderince kuzene ihtiyaç kalmadı. Gelen ekibe düzenli muayene olduğumuz hastaneye gitmek istediğimizi anlattım. Bu arada ilk defa 112’yi kullandığımı belirtmek isterim. Prosedürü bilmiyordum. Meğer mevzuat gereği devletin seçtiği en yakın hastaneye gitmeliymişiz.

İyi de bu özel bir durum. İnsan doğal olarak tanıdığı, başından beri sizinle ilgilenen kurum ve doktoru tercih eder değil mi? Görevli ne yapsın, emir böyle.

-Eeee ne yapacağız şimdi? Başka araç yok.

-İsterseniz kuzeninizi tekrar arayın, o götürsün.

-Alooo kuzen. Durum böyle böyle. Gelir misiniz?

-Tabii ki ama durduk yere 3 bin lira ödemeyelim. Polise bildirirsen plakayı yola çıkalım hemen.

-Alo 156. Bu plakaya izin verir misiniz?

-Bi saniye sizi emniyete aktarıyorum

-Merhaba, bu plakaya izin verir misiniz?

-Biz izin veremeyiz, 112 onay verebilir.

-İyi de onlar yanımda ve size yönlendirdiler. Telefonu yanımdaki sağlık görevlisine verdim izah için. O da sağolsun uzun uzun polise durumu anlattı tekrar. Ambulans bizi istediğimiz hastaneye götürdü. Yolda sağlık ekibi uzun uzun mevzuatı anlattı.

-Tamam haklısınız da kendinizi benim yerime koyun… 5 dakikada geldik hastanemize. Tam “Çok şükür” derken bir engel daha.

-Beyefendi, kadın doğum uzmanı hastayı kabul etmememe hakkına sahip. Kendisine sormamız gerek.

-İyi de ben aylardır bu özel hastaneye geliyorum.

-Mevzuat böyle beyefendi. Elden ne gelir! Sonunda ne mi oldu? Sabah 4’te başlayan maraton 6’da son buldu. Doktor bizi kabul etti, yatışa aldı. Nur topu gibi bir kızımız oldu. Daha anne karnında bürokrasiyle tanıştı. Allah’tan doğum gerçekleşti yoksa “Daha erken, sonra gelin” deselerdi eve nasıl gidecektim bilmiyorum. Az kalsın unutuyordum. Hastanede benim gibi mevzuata ve kısıtlamaya takılan biri daha vardı. O araç bulamayınca 40 haftalık hamile eşiyle hastaneye yürüyerek gelmiş. Sokak kısıtlaması olan günlerde, nöbetçi taksi uygulaması olsa acil durumlarda, vakit kaybetmeden hastaneye ulaşmak çok daha kolay olur. Ne ben ne de benim durumumdakiler bu çileyi yaşamış olur… Kaynak: Türkiye gazetesi

selyus