Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 3 Eylül 2017

Başkan Temurci, “Öyle bir kafa ki bu…”

AK Parti İstanbul İl Başkanı Dr. Selim Temurci’nin “Öyle bir kafa ki bu…” başlıklı “Haftalık Gündem” yazısı…

“ÖYLE BİR KAFA Kİ BU…”

Her zeminde PKK’ya destek veren ülkelere söyledikleri tek kelime yok.

Yakın tarihimizin en alçak darbe girişiminde bulunup 250 masumun canına kıymış, binlercesini yaralayıp yüzlercesini sakat bırakmış Fetullahçı Terör Örgütüne hamilik yapanlara getirdikleri tek eleştiri yok.

Her ağzını açışta Türkiye ile ilgili hadsiz ve küstahça sözler söyleyen batılı siyasetçilere en küçük bir itiraz cümleleri yok.

Hatta bırakın alçak terör örgütlerini arkalayanlara laf etmeyi, bu alçak örgütlere ve mensuplarına dair bile getirdikleri bir eleştiri yok.

Adalet kavramının arkasına saklanarak tutuklu darbecileri savunuyorlar ama onların hayatını kararttığı insanların ve ailelerinin acılarına dair hiç bir söylemleri yok.

Hatta bu noktada da durmuyorlar; daha da ileri giderek devletin şehitler hakkında ayrımcılık yaptığını iddia ederek, milletin arasına, şeytanın bile aklına gelmeyecek derecede ahlaksız ve sorumsuzca nifak sokmaktan bile kaçınmıyorlar.

Benzer nifak arayışını sadece şehitlerimize değil, onur duyduğumuz zaferlere de sıçratmaya çalışıyorlar.

Malazgirt zaferi diyorsunuz; bunun 30 Ağustos zaferine karşı alternatif bir zafer gibi görüldüğü yalanını hatta ihanetini dile getirmekten kaçınmıyorlar.

Aslında hastalık kendi kafalarının içinde.Ayrımcılıkla yaşayanlar kendileri.

Bu kafa ki 26 Ağustos 1071’den rahatsızdır.Bu kafa ki 29 Mayıs 1453’ün kutlanmasından rahatsızdır.

Siz hiç bu kafadakilerin, bu tarihlerin yıldönümü geldiğinde kutlamalar yaptığını, sosyal medyada bu günlerin heyecan ve coşkusunu paylaştıklarını gördünüz mü?

Bu kafa ki, 27 Mayıs 1960 gibi bir başbakanın ve 2 bakanın darağacında sallandırıldığı bir darbe utancını “devrim” diye sayıklamaktan çekinmez.

Bu kafaya göre, bizim 1923’ten öncemiz yoktur.

Bu kafaya göre biz, hiç bir kadim medeniyet değerimiz ve tarihimiz olmadan adeta 1923’te bu topraklara paraşütle indirilmiş bir milletizdir.

Böyle baktıkları için de milletimizi ve değerlerini küçümsemeyi, milletimiz ve değerleriyle sürekli kavga etmeyi, devlet aygıtına egemen olduklarında milletimize sürekli baskı ve zulüm yapmayı bir siyasi geleneğe dönüştürmüşlerdir.

Bu kafa, bu millet ve değerleriyle öylesine kavgalıdır ki, yeri geldiğinde savunduğu zannedilen ilkeleri bile bir kalemde silip geçmekten imtina etmez.

Örneğin, Atatürk’ün arkasına saklanır ama millete düşmanlık söz konusu olduğunda Atatürk’le Apo posterlerinin yan yana açıldığı mitingler düzenlemekte bir sakınca görmez.

“Atatürkçüyüm” der, “Atatürk bağımsızlıkçıydı, bu uğurda yedi düvelle savaşmıştır” der ama sabah akşam ülkesini bilumum emperyalistlere şikayet etmekten, ülkesini bölmeye, parçalamaya ve zayıf düşürmeye çalışan emperyalist odaklara sürekli yalan malzeme üretmekten çekinmez.

Örneğin, Türkiye’yi terör destekçisi bir ülke gibi gösterip uluslararası alanda mahkum ettirmeye çalışan “MİT tırları ihaneti” tam da budur.

Anti emperyalist hatta solcu geçinir ama sabah akşam Trump’ın, Merkel’in, Macron’un gözlerinin içine bakar.

Anti emperyalist geçinir ama emperyalistlerin kucağında Türkiye’ye her türlü ihaneti yapan örgütlerin bir numaralı savunucusu, işbirlikçisi, destekçisidir.

Onların her türlü tezviratına, yalanına, montajlı kasetine, kurgulanmış tapesine siyasi borazanlık yapmaktan çekinmez.

Washington der, Berlin der, Paris der, Pensilvanya der, Kandil der ama bir türlü Türkiye diyemez.

Pensilvanya için yürür, Kandille birlikte miting yapar ama şehitlerimiz ve aileleri için bir tek gün iki adım atmayı aklına bile getirmez.

İşte bu kafanın bütün derdinin Erdoğan olması boşuna değildir.

Çünkü Recep Tayyip Erdoğan, bu kafaya karşı bu milletin en gür sesi, en sağlam iradesidir.

Bu kafanın taşeronluğunu yaptığı emperyalistlerin Erdoğan’ı hedef almaları boşuna değildir.

Çünkü Erdoğan emperyalistlerin bölgemizde oynamaya çalıştıkları bütün kirli oyunların önündeki en büyük engeldir.

Bu kafalar istedikleri kadar yırtınsınlar, emellerine ulaşamayacaklardır.

Çünkü karşılarında millet var.

Ve milletin adamı!

selyus