Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 24 Ekim 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır nedir bilir misiniz?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bu edepsizce hareket, aslında bir zihniyeti, aslında bir anlayışı ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Diyarbakır nedir bilir misiniz? Diyarbakır, Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra, 5’inci Harem-i Şerif kabul edilen Ulu Camii’nin olduğu bir şehirdir. Diyarbakır, Mekke ve Medine’den sonra, dünyada en çok sahabe kabrinin olduğu şehirdir. Bu edepsizlik hiçbir yerde yapılmamalı”

Ankara’da Hak-İş Kongresine katılan ve burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da HDP’li belediyenin bir afişinde Hz. Peygamber’i resmeden ve hakaret eden bir karikatürü kullanmasını sert diller eleştirdi.

Kürt vatandaşların sorunlarının çözümünü, 2001’de parti kurduklarında parti programının merkezine aldıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunların çözümünde o günlerde tahayyülü bile mümkün olmayan reformlara imza attıklarına dikkat çekti. “Kardeş kardeşine nasıl bakarsa; bir evin içinde, ailenin fertleri birbirine nasıl bakarsa, biz de Kürt kardeşimizle aynen öyleyiz” sözlerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’da HDP’li belediyenin bir afişinde Hz. Peygamber’i resmeden ve hakaret eden bir karikatürü kullanmasına da değindi.

Hukukun, bu hakaretle ilgili gereğini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Ama bu edepsizce hareket, aslında bir zihniyeti, aslında bir anlayışı ortaya koyması bakımından son derece önemlidir. Diyarbakır nedir bilir misiniz? Diyarbakır, Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra, 5’inci Harem-i Şerif kabul edilen Ulu Camii’nin olduğu bir şehirdir. Diyarbakır, Mekke ve Medine’den sonra, dünyada en çok sahabe kabrinin olduğu şehirdir. Bu edepsizlik hiçbir yerde yapılmamalı, ama Diyarbakır’da hiç yapılmamalıydı. Selahattin Eyyubi’nin, Kudüs Fatihi’nin evlatlarının yaşadığı bir şehirde, böyle bir densizliğin altına imza atılmamalıydı. Maalesef bunu yaptılar. Bunu kimin yaptığı önemli değil. Bunu hangi siyasi partinin, hangi siyasi partinin mensubu bir belediyenin yaptığı önemli değil. Burada mesele siyaset de değil. Burada mesele, bir zihniyettir. Burada mesele, kan akıtan, masum insanları katleden, Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan, Hazreti Peygambere edepsizce dil uzatan bir zihniyetle benim Kürt kardeşimin ilişkisidir. Bu benim kanıma dokunuyor. Şu partinin bu partinin kurucusu olduğum, Genel Başkanlığını yaptığım için değil, siyasi görüşlerimden, fikirlerimden, ırkımdan, mezhebimden dolayı değil; bir insan olarak, bir Müslüman olarak bu benim kanıma dokunuyor.”

selyus