Ana Sayfa YEREL YÖNETİMLER 18 Kasım 2016

Üsküdar Belediyesi, “Demokrasi Nöbeti”ni meydanlardan salonlara taşıdı

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Demokrasi Nöbeti: Meydanlardan Salonlara 15 Temmuz Milli Mücadelesi” paneline, Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, Prof. Dr. Atilla Yayla ve Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Üsküdar’da, “Demokrasi Nöbeti: Meydanlardan Salonlara 15 Temmuz Milli Mücadelesi” paneli düzenlendi. Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panelde 15 Temmuz gecesini anlatan film gösterimi izlendi. Geceye Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, Prof. Dr. Atilla Yayla, Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu ve Dr. Murat Yılmaz ile çok sayıda vatandaş katıldı.

 

Programda bir selamlama konuşması yapan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, “Hepimizi yakından ilgilendiren bu anlamlı panelimize katılımlarınızdan dolayı hepimize teşekkür ediyorum. Çok değerli konuşmacılarımız bizleri kırmayıp geldiler. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Kendileri bizlere 15 Temmuz’la ilgili önemli bilgilerini aktaracaklar. 15 Temmuz darbe girişimi başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve bu aziz milletin kanıyla engellendi. Meydanlardan salonlara Milli İrade Mücadelesi! 15 Temmuz’u ve 15 Temmuz Kahramanlarımızı Unutmadık!! Unutmayacağız!!” diyerek konuşmasını tamamladı.  

“15 TEMMUZ TARİHİ TÜRKİYE’Yİ BİR İŞGALE HAZIRLAMA VE BİR İÇ SAVAŞ HAREKATIYDI”

Dr. Murat Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen geceye konuşmacı olarak katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Hüseyin Yayman, “Türkiye’nin yeni bir hikayesi var. Ve o hikaye o kadar muhteşem bir hikaye ki kadınlar, gençler, isimsiz kahramanlar 15 Temmuz’da özgürlükleri için, demokrasi için, seçtikleri Cumhurbaşkanı için, seçtikleri başbakan için, vatanları için, ülkemiz için seve seve şehit oldular. Bu destanın adı Büyük Türkiye ruhu. Biz inşallah Büyük Türkiye ruhunu daha da büyüteceğiz. Aslında o sokakta ‘evladım in o tankın üstünden, gel kuzucuğum’ diyen teyze üniversitede benim yerime ders anlatması gereken profesörden çok daha değerli ve elinin öpülmesi lazım. Gençlerle ilgili pek çok şehir efsanesi, pek çok hikayeler anlatıldı. Gençlik bozuldu, gençlik memleketine sahip çıkmıyor. Gençliğin politik bilinci yok denildi. Ama görüyoruz gençler tankların önüne durdular. 15 Temmuz tarihi ve 15 Temmuz sonrası yaşananlar bir milat olacak. Büyük Türkiye’nin miladı ve inşallah Türkiye’nin küresel güç olmasının miladı olacak 15 Temmuz. Eğer 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ne kadar önemliyse bu Cumhuriyetin yaşaması bu ülkenin yaşaması bakımından 15 Temmuz 2016 tarihide ondan daha önemlidir. Çünkü 15 Temmuz tarihi Türkiye’yi bir işgale hazırlama ve bir iç savaş harekatıydı” dedi.

“TÜRKİYE ARTIK DEMOKRASİ DESTANI OLAN BİR ÜLKEDİR”

Cumhuriyet Türkiye’sinin en önemli siyasi olaylarından bir tanesi 15 Temmuz askeri darbesinin engellenmesi olduğuna vurgu yapan Prof. Dr Atilla Yayla, “Bu darbenin engellenmesi toplumda yaygın olan gazeteciler arasında, politikacılar arasında, akademisyenler arasında bilhassa yaygın olan toplumda hemen hemen her bireye nüfuz etmiş olan öğrenilmiş çaresizliğin yıkılmasıdır. Önceden darbelere direnilmesi, püskürtülmesi düşünülemezdi. Ama 15 Temmuz bize gösterdi ki darbeler püskürtülebilir. Bu harika bir gelişme bunun etkilerini ileride daha iyi hissedeceğiz. Bu şu anlama gelmiyor şüphesiz; Türkiye’de darbeler bitmiştir, darbe olmaz diyemeyiz. Ama bundan sonra Türkiye’de darbe yapmanın maliyeti kat kat artmıştır. Ve bu başarı bir kalkışma anında daha çok insanın daha büyük bir azimle, kararlılıkla, daha büyük bir cesaretle meydanlara çıkmasına ve darbecilere savaş açmasına sebep olacaktır. Bu Türkiye için çok büyük bir kazançtır. Türkiye artık demokrasi destanı olan bir ülkedir” şeklinde konuştu.

“HALK MEDYADAN ÖNCE TAVRINI KOYDU”

Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu ise, “Bu insanlar canlarını verdiler, kanlarını verdiler. Biz sadece konuşuyoruz. Farklı farklı kişiler aynı şeyi söylüyorsa bir ortak akıl mı var acaba bir doğruluk payı vardır algısıyla okumam mı gerekiyor? Yoksa herkes aynı yerlerden mi bilgiyi alıyor? Sorgulamak gibi küçük bir zahmete girmemiz gerekiyor. Çünkü çok ciddi bir dezenformasyon var. Avrupa’da, Almanya’da, Fransa’da, Amerika’da birçok gazetede aynı cümlelerin yer aldığını FETÖ terör örgütünün internet hesaplarından aynı cümlelerle ve aynı kavramlarla Türk kamuoyunun gündemine sokulmaya çalışıldığını, manipülasyon yapılmaya çalışıldığını çok net bir şekilde göreceksiniz. Burada iki net tavır vardı. Bunlardan birincisi: Türkiye’de belki de ilk defa medyanın tavrı; dışarıda ne diyorlar sorulmadan darbeye karşı net bir şekilde tavrını ortaya koydu. İkincisi ise: Vatandaş medyadan önce sokağa çıkmıştı. Tepkisini gösteriyor, ben tepki gösteriyorum ama önümde bir var mı bakmaya çıktı? Sonra siyasi kitlenin önünde belirince, birken on, onken yüz, yüzken de bin oldu. Böyle hızlı direniş büyümesi medyayı da etkiledi. Bildiğimiz, gördüğümüz o desteği gösterdi.  Şimdilerde ise medya; o gün Cumhurbaşkanı televizyonda canlı yayında konuşurken halkı direnişe çağırıp, doğru yoldasınız, bende önünüzdeyim dediği ve direnişe daha büyük katılım için ‘hepinizi meydanlara davet ediyorum’ dediği halde o geceyle ilgili hala televizyonlardan, köşe yazılarından, gazetelerden yalan yazılıyor ve konuşuluyor. Biz bunları takip ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

selyus