Ana Sayfa DIŞ POLİTİKA 2 Mayıs 2015

IŞİD, Musul’da rehin tuttuğu 300 Ezidi’yi öldürdü

Iraklı yetkililer, IŞİD’in Musul’da rehin tuttuğu 300 Ezidi’yi Cuma günü öldürdüğünü açıkladı. Ezidi Gelişim Partisi’nden yapılan yazılı açıklamada, öldürülen Ezidilerin Musul’a yakın Telafer bölgesinde rehine tutulduğu ifade edildi.

Iraklı yetkililer, IŞİD’in Musul’da rehin tuttuğu 300 Ezidi’yi Cuma günü öldürdüğünü açıkladı.

Ezidi Gelişim Partisi’nden yapılan yazılı açıklamada, öldürülen Ezidilerin Musul’a yakın Telafer bölgesinde rehine tutulduğu ifade edildi.

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usama el-Nuceyfi, yaşananları “dehşet verici ve barbarca” olarak tanımladı.

Rehinelerin niçin öldürüldüğü bilinmiyor.

Kaçırılan Ezidilerin çoğunun Musul’da tutulduğu bildiriliyordu.

IŞİD, farklı inançları nedeniyle Ezidileri “kafir” olarak görüyor.

Geçen yıl da Sincar’daki binlerce Ezidi, IŞİD tarafından kaçırılarak katledilmiş, Ezidi kadınlarsa seks kölesi olarak satılmıştı.

KOYUNLAR İNSANLARDAN DAHA DEĞERLİ

Çünkü koyunların dini yada mezhebi yok. Onları diğer koyunlardan ayrıştıran, değersizleştiren siyasi sebepler yok. Onlar birbirlerinden ayrılmazlar. Geniş otlaklarda  bile birbirlerine sokularak otlarlar. Gece olunca içiçe koyun koyuna uyurlar. Sevgiyle mutlu ve mesut yaşarlar ve dünyanın en güzel, en faydalı, en harika ve en mucize sıvısını üretirler. Allah onları süt üretmekle vazifelendirmiş. Onlar birbirine zarar vermez. Bir koyun sürüsüyle başka bir koyun sürüsünün, birbiriyle çarpıştığını hiç gördünüz mü?

Ama eşref-i mahlükat olan insan, çatışmacıdır. Kendini en şerefli mahlük olarak görür. Hayır bu şeref senin nacizane benliğin için değil, tüm insanlık için deseniz de, o kendini ve kendi gibi olanları şerefli görür. Yani kendi ırkından olanı, kendi dininden olanı, kendi mezhebinden, kendi aşiretinden olanı değerli görür. Çıkarları çatıştığında, yada ortada hiçbir sebep yokken farklı olanı, başka olanı, öteki olanı, diğer olanı yok etmek ister. Ve dünyevi bir hisle kendi benliğini yüceltmek için başka benlikleri öldürür. Haksız zulümlerin ve de haksız ölümlerin üzerine bir dünya kurmaya çalışır. Kurabilir de, ama zaman mazlumların masum bedenleri ve günahsız yere akıtılmış kanları üzerinde inşa edilmiş tüm medeniyetlerin aleyhine işler.

Yüce kitabımız Kuran’ı Kerim Maide suresi 32. Ayette tek bir cümlede, insanlığın bu en büyük meselesini açık seçik anlatmakta ve tüm insanlığa emretmektedir. Diyanet Vakfı mealinden alıntılayarak veriyorum:

“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.”

Dünya üzerindeki tüm dinlerde yaşama hakkı kutsal kabul edilmiş iken, dünya üzerinde en başta yıllardır devam eden Filistin olmak üzere, Suriye’de, Irak’ta ve Afrika’nın çeşitli ülkelerinde masumların kanları akmaya devam ediyor.  Elbette bu katliamlardan bazı devletler siyasi ve ekonomik çıkar devşiriyorlar. Koskoca Birleşmiş Milletler Örgütü sıradan bir sivil toplum kuruluşu gibi davranıyor. Yapılan zulüm ve haksızlıklara nezaret ediyor. Gözlemci hüviyetinde değil aktif, önleyici, güvenilir, sorun çözücü bir UN (United National: Birleşmiş Milletler) istemek ve görmek hakkımız değil mi?

Yukarıdaki fotoğrafta koyunlarıyla birlikte zulümden kaçmaya çalışan Ezidiler sırf mezheplerinden dolayı katledilmeli mi?

Arkalarından onlarla birlikte kaçan koyunlarından daha mı değersiz bu masum insanların canı?

Etiketler:
selyus