Ana Sayfa YAŞAM 14 Temmuz 2022

Cihat Yaycı, FETÖ’cülerin askeri okullara nasıl sızdığını anlattı

Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, FETÖ’cülerin askeri okullara nasıl sızdığını belgelerle açıklayarak, “Sınavların zorluk derecesini artıran ÖSYM’deki FETÖ’cüler, örgüt mensuplarına soruları verdi. 2010 yılında askeri liselerdeki toplam kontenjan bin 40 iken, sınavda bin 214 aday tüm sorulara doğru yanıt verdi. 17/25 Aralık’tan sonra FETÖ’cülerin ÖSYM’de tespit edilip temizlenmeye başlaması da yine rakamlarla ortaya çıktı” dedi.

İstanbul Topkapı Üniversitesi; 15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü Paneli ve “15 Temmuz Fotoğraflarda” sergisi düzenledi. Kazlıçeşme yerleşkesinde gerçekleşen ve moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Emre Alkin’in üstlendiği panele konuşmacı olarak Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı katıldı. Çok sayıda akademisyen ve öğrencinin katıldığı panelin ardından sergi açılışı da gerçekleştirildi.

15 Temmuz sürecine nasıl gelindiğinin oldukça büyük önem arz ettiğini ifade eden Prof. Dr. Emre Alkin, “Sürece nasıl gelindiğini anlarsak bir daha başka bir 15 Temmuz yaşamamak adına gerekli tedbirleri alabiliriz. Buradaki en önemli husus, Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü’nün bir terör örgütü olmasının yanı sıra eşi benzeri görülmemiş bir casusluk örgütü de olmasıdır. Nitekim Türkiye’nin geleceği parlaktır. Çünkü gençlerimiz var. Unutmayın; muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” dedi.

‘FETÖ İLE İLGİLİ İLK RESMİ TESPİT 1986 YILINDA YAPILDI’

“Diğer kurumlarda olduğu gibi askeri okullarda da öğrenim gören öğrenciler, daha ortaokul ve lise dönemlerinde devşirilerek eğitilmiş ve askeri okullara yerleştirilmiştir” diyen Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, “FETÖ’nün TSK’daki örgütlenmeleri neticesinde FETÖ/PDY mensubu kişilere sınav soruları verilerek askeri liseleri alınmaları sağlanmıştır. Bu konudaki ilk resmi tespit 1986 yılındadır. Ancak 2000 yılından itibaren ÖSYM’deki örgütlenme ile ilgili okullara giriş sınavlarında yapılan usulsüzlükler sistematik hale gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

“ÖSYM’Yİ ELE GEÇİREREK KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜ KONTROL ETTİLER”

FETÖ’nün ÖSYM içerisinde örgütlenme amacını da açıklayan Yaycı, “Denizcilikte bir taktik vardır. Bir denizi kontrol altına alacaksanız, denizin tümünü kontrol altına almaya çalışmazsınız. O denize ulaşan boğaz varsa, orayı kontrol altına almaya çalışırsınız. Böylece denizin giriş çıkışlarını kontrol ederek aslında tamamını ele geçirmiş olursunuz. Kamu ve özel sektör için büyük önem arz eden sınavların hazırlayıcısı ve uygulayıcısı olan ÖSYM de aslında bir nevi boğaz görevini görmektedir. FETÖ burada örgütlenerek kamu ve özel sektörü kontrol altına almaya çalışmış, bir nevi denizin tamamını ele geçirmiştir” dedi.

FETÖ örgütlenmesinin 2000 yılından önce başladığının altını çizen Yaycı, “Ancak 2000 yılında ÖSYM ele geçiriliyor. Herkes ‘FETÖ soruları çaldı’ diyor ancak bu eksik bir tespittir. Çünkü onlar soruları çalmanın ötesinde soruları ve yanıtları hazırlayan kişilerdi. Böylece soruları çalmaya bile ihtiyaç duymadan hazırladıkları soru ve yanıtları kendi dershane ve okullarında önceden paylaştılar. Böylece hem istedikleri kişileri dilekleri konumlara getirirken, kendi dershane ve okullarını da eğitim sektöründe başarılı gösterdiler” ifadelerini kullandı.

“2004 YILINDAN İTİBAREN SINAV ZORLUĞUNU ARTIRDILAR”

ÖSYM’nin 2000 yılından itibaren Askeri Liselere Giriş Sınavı’ndaki matematik testlerinin objektif zorluk derecesine mercek tutan Yaycı, “Eğitim sektöründeki herkes bilir, sınavların objektif zorluk derecesi vardır. Bu durum Askeri Liselere Giriş Sınavı’nda da bulunuyordu. Örgüt 2004’te, ‘Biz soruları paylaşıyoruz istediğimiz kişilerle ama bizim dışımızda olan ve başarılı olan adaylar var onlar da sınavı kazanıyor. Dolayısıyla sonra bir de onları okuldan atmakla uğraşıyoruz. Bu nedenle ÖSYM sınavlarının zorluklarını artıralım’ şeklinde bir karar alıyor. Mantıken sınav zorluk derecesi arttıkça tüm soruları doğru yapan aday sayısı düşüyor olmalı. Ancak zorluklar yüzde 20 artmış olmasına rağmen tüm soruları doğru yanıtlayan aday sayısı artıyor” diye konuştu.

FETÖ tarafından örgüt dışından olan ama başarılı olan adaylara karşı da önlem alındığını hatırlatan Yaycı, “Buna rağmen örgütten soruları almamış olan başarılı gençler hala sınavları kazanmaya devam edince, zorluk derecesini yüzde 44’e kadar yükseltiyorlar, delil niteliğinde rakamlar ortaya çıkıyor” dedi.

‘BİN 40 KONTENJAN VARKEN BİN 214 ADAY TÜM SORULARA DOĞRU YANIT VERİYOR’

Çarpıcı rakamlarla zorluk derecelerindeki değişkenlik ve tüm soruları doğru yanıtlayan aday sayılarını yıl yıl örneklerle açıklayan Yaycı, “2000 yılında düzenlenen sınavın zorluk derecesi yüzde 33, tüm soruları doğru yapan aday sayısı ise 34; 2004’te zorluk derecesi yüzde 38, tüm soruları doğru yapan aday sayısı ise 256; 2006’da zorluk derecesi yüzde 44, tüm soruları doğru yapan aday sayısı ise 491; 2010’da zorluk derecesi yüzde 41, buna rağmen tüm soruları doğru yapan aday sayısı ise bin 214; 2011’de zorluk derecesi yüzde 38, tüm soruları doğru yapan aday sayısı ise 642; 2012’de zorluk derecesi yüzde 31, tüm soruları doğru yapan aday sayısı 717” şeklinde konuştu.

2010 yılında FETÖ’nün soruları paylaşma durumunun en yüksek seviyeyi gördüğünü ifade eden Yaycı, “2010 yılında Kara Kuvvetleri için 600, Hava ve Deniz Kuvvetleri için 200’er; GATA için 40 öğrenci olmak üzere toplam askeri lise kontenjanı bin 40 olmasına rağmen tam bin 214 aday soruların tamamını doğru yapıyor. Kontenjandan daha fazla kişi tüm sorulara doğru yanıt vermiş oluyor” dedi.

“17/25 ARALIK’TAN SONRA TESPİT EDİLDİ VE TEMİZLENMEYE BAŞLADI”

Yaycı, “2013’te yapılan 17/25 Aralık operasyonu ile hain örgütün ÖSYM’de tespit edilmesi ve temizlenmesiyle 2014 ve 2015 yıllarında zorluk derecesi 23 olan iki sınavda tüm sorulara doğru yanıt veren adayların toplam sayısı sadece 2 olarak kayıtlara geçiyor. Örgüt tespit edilince, sınavın zorluk derecesi düşürülmesine rağmen tüm soruları doğru yapan aday sayısı düşüyor. Bundan daha büyük bir delil olabilir mi?” ifadelerini kullandı.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında itirafçı olan Askeri Öğrenci Alım Komisyonu’nda görevli olan bir İsth. Bnb.’nin ifadelerini de paylaşan Cihat Yaycı, “Binbaşı, komisyondaki görevi ile ilgili talimatı ‘cemaat abisinden’ aldığını söylüyor ve şöyle diyor; ‘Komisyona gelen öğrencilerin FETÖ’den olup olmadığını öğrenci aday numaraları ile tespit ediyorduk. Öğrenci numarasında yer alan rakamların toplamı belirli bir sayıdan büyükse bu kişi için olumlu karar alıyorduk. Küçükse olumlu ya da olumsuz bir şey söylemiyorduk. Çünkü bu kişiyle ilgili kararı üst komisyon alıyordu’ diyor. Olayın büyüklüğüne bakar mısınız” sözleriyle tepki gösterdi.

Panel, Rektör Prof. Dr. Emre Alkin ve Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın “15 Temmuz Fotoğraflarda” sergisinin açılışını yapmasının ardından sona erdi.

selyus