Veli DALBUDAK

Selam Olsun

BAYRAM ÇOCUKLARI ÇETESİ

Trabzandan kayarak iniyoruz üst kattan aşağıya. Normal zamanlarda annemin çatılan kaşlarından fırlayan oklar, masum çocuk gözlerimi deler geçer. Ama b

BAYRAM ÇOCUKLARI ÇETESİ

Trabzandan kayarak iniyoruz üst kattan aşağıya. Normal zamanlarda annemin çatılan kaşlarından fırlayan oklar, masum çocuk gözlerimi deler geçer. Ama bugün bayram. Bugün gözlerimdeki neşe ve bu bayram havası annemin gülüp geçmesini sağlıyor. Kardeşlerim ve birkaç akraba çocuk, altını üstüne getiriyoruz iki katlı taştan yapılma köy evinin. Oysa daha uyanmayanlar bile var, koca evin ücra köşelerindeki odalarda. Ama rahatsız ederek uyandırdıklarımız da hiç kızmıyorlar bugün. Anlayışlı bir güleryüzle günaydın diyorlar bize.

Neredeyse bütün sülale burada. Amerika’da finans okuyan uzun saçlı çılgın Türk (büyük amcamın küçük oğlu) (biraz Kızılderili havası da var bunda) çoktan kalkmış. Geçen yaz arkadaşlarıyla, genellikle otostop yaparak gidip geldiği Katmandu seferinden sonra görmeye başladığımız, bize çok komik gelen garip hareketler yapıyor köşedeki incir ağacının altında. Bu kadar gürültü patırtıya rağmen, hiç konsantrasyonunu bozmadan vücudunu şekilden şekile sokması biz şımarık bayram çocukları çetesinin dikkatinden kaçmıyor. Hepimiz bir anda durup, dönüp birbirimize bakıyoruz. Ve sessizce yaklaşmakta mutabık kalıyoruz gözlerimizle. Parmak uçlarımıza basarak, Katmandu modifiyeli Amerikan teknolojili çılgın Türk; hepimizin abisi, örnek aldığımız, özendiğimiz büyük yeğenimizin hareketlerini abartılı bir şekilde taklit ederek kendisine doğru koloni halinde ilerliyoruz. Beş metre kalana kadar yaklaşınca tekrar hep birlikte duruyoruz. Artık nefes alış verişini duyuyoruz. Birbirimizden biraz açılarak O’nun yaptığı hareketleri sabah sporu edasında biz de tekrarlıyoruz. Havaya tam bir sessizlik hakim. Karşımızda hiç beklemediğimiz kombinasyonlar görünce çoğu zaman hareketi yapmaya çalışmaktansa izlemeyi tercih ediyoruz. Ağzımız açık, gözlerimiz faltaşı gibi büyülenmiş yaramaz bayram çocukları çetesi vaziyetindeyiz.

Amerika’lı çılgın Türk, hareketlerinin parçası edasıyla çaktırmadan öne doğru iki adım attı. Birkaç adım da yana doğru atıyormuş gibi yaparak öne çıktı. Biz efsunlanmış gibi bakarken birdenbire aramıza daldı. Her bir koluna ikişer adet çanta takmış gibi bizi yakalayıp iyi bir silkeledi. Gafil avlanmış, ancak silkelendiğimizde uyanmıştık. Neyse, incirin altında eğlenceli bir güreş başladı. Çocuk çetesinin arayıp ta bulamadığı şeydi bu. Sabah sabah içimizden fışkıran çocuksu Herkül enerjimizi deşarj ediyorduk, mutlu büyük ailenin kadim topraklarındaki geniş, bereketli ve güzel gölgeli incir ağacının altında.

Bizim gibi şımarık oyuncular dışında, Dünya’nın ve ülkemizin çeşitli yerlerinden Bayram vesilesiyle toplanmış geniş ailemiz Bayram sabahı telaşındaydılar. Kadınlar bir an önce erkekleri camiye gönderip, geniş ve büyük evin bayram günü hazırlıklarına başlamak istiyorlardı. Yepyeni ve tertemiz esvaplarını giyen erkekler, çocukların da ellerinden tutarak hızlı adımlarla kutlu bir neşe içerisinde caminin yolunu tuttular.

İnandığımız Allah’ın bize armağan ettiği bu bayrama teşekkür etmek için olmazsa olmaz bir ibadetti bu namaz. Ancak ondan sonra başlayabilirdi geriye kalan diğer bayram ritüelleri. El öpmek, şeker, baklava yemek ve çocuksu bayram günlerimin kartsız, şifresiz, hesapsız, manuel bankamatikleri olan geniş aileden toplanan kayda değer bayram harçlıkları.

Yaramaz, şımarık, gürültücü bayram çocukları çetesi, bayramın bu erken saatlerinde bir de cebi dolu, zengin ünvanına sahip oluyordu. Eh bu yaşta daha ne olsundu?

Bayramınız kutlu olsun.

Veli DALBUDAK

selyus