Ana Sayfa İÇ POLİTİKA, YEREL YÖNETİMLER 20 Ağustos 2023

BİR İSTANBUL MASALI…

Bir önceki yerel seçim…

Mart 2019…

CHP, İmamoğlu ile nasıl sonuç aldı?

-Önce profil belirlediler. Yerel yönetim tecrübesi olan, partizan söylemlerden uzak, ulusal siyaset gündeminde hiç yer almamış, dine saygılı, Karadenizli bir isim aradılar. Anketlerde “en fazla oyu kim alır” sorusuyla hiç ilgilenmediler. Seçmenin “asla oy vermem” ön yargısının en düşük olduğu isme yoğunlaştılar. Bu yüzden “en az tanınan” aday adayına yöneldiler. Siyasi polemikler sebebiyle “karşı tarafın mimlediği” isimleri baştan elediler.

Giydirecekleri kıyafete uygun bir model belirlediler. Kampanyayı “İstanbul” özelinde tasarladılar. Genel siyasetten uzak durdular. Zayıf oldukları alana hiç girmediler.

Bu yüzden ulusal siyasette tanınmış bir CHP’liyi değil, İstanbul’dan bir ilçe belediye başkanını tercih ettiler.

İmamoğlu’nun adaylık ihtimali ilk kez 12 Kasım’da gündeme geldi.

Aralık ayının 18’inde de aday gösterildi.

Tanınırlık oranı yüzde 10 bile olmayan bir isim Türkiye’nin en tanınan siyasetçilerinden biri haline getirildi. Hem de 2 ay gibi kısa bir sürede…

İmamoğlu’nun ismini, sesini, yüzünü özellikle CHP’ye mesafeli seçmene ezberletmek için Cumhur İttifakını destekleyen medyadaki yıpratma çabalarını “tanıtım fırsatına” çevirdiler.

Sokaktaki vatandaştan gelen “tasarlanmış” tepkileri yem olarak kullandılar.

Mesele görünmek, tanınmak, bilinmekti.

Amaçlarına ulaştılar.

Peki şimdi?

İmamoğlu kendisine giydirilen “İstanbul’a hizmet elbisesini” seçilir seçilmez üzerinden çıkarttığı için genel siyasetin aktörlerinden biri haline geldi. İstanbul Belediyesi’ni gerçek anlamda tanıma çabası içinde bile olmadı.

İstanbul hariç her şeyin peşinden koştu.

Cumhurbaşkanı…

Cumhurbaşkanı yardımcısı…

CHP Genel Başkanı…

Değişimin öncüsü…

Falan, filan vesaire…

Ama hiçbiri tutmayınca mecburi istikamet İstanbul…

Yeni hikaye, önce İstanbul’u kazanıp, sonra CHP’ye genel başkan olmak.

Sanki seçmen figüran, belediye de şahsi heveslere tramplen…

Bu yüzden belediye boş siyasi tartışmalardan yorgun, belediye yönetimsizlik batağında…

İmamoğlu asıl işini yapmadı. Emanetine verilen imkanları şahsi reklamı için kullandı.

Yıllar boşa geçti ama sıkıntı bununla sınırlı değil.

Başta finans, insan kaynakları, öncelikli projelerin takibi gibi temel konularda telafisi zor bir tablo orta yerde duruyor.

İmamoğlu şunu yapmamış, bunu başaramamış… Mesele değil artık.

İmamoğlu’nu “kenara sıyırıp” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden Türkiye’nin lokomotif hizmet markası, organizasyon kabiliyeti en yüksek kuruluşu, yatırımların öncüsü haline getirmenin nesini, nasılını gündelik siyasi sloganlara kurban etmeden ortaya koymak gerekiyor.

Önümüzdeki yerel seçim bir siyasi yarış olmanın ötesinde İstanbul Belediyesi’ni düştüğü durumdan kurtaracak “ciddiyet arayışı” anlamına geliyor. İstanbul seçmeni bu saygıyı hak ediyor.

İp koptuğu yerden bağlanmalı.

Çivi çıktığı yere çakılmalı.

Serkan Fıçıcı (Akşam gazetesi)

selyus