Veli DALBUDAK

Selam Olsun

YAZARKEN YAŞAMIYORUM

Yazarken yaşamıyorum, hayattan kopuyorum, ama yaşayarak yazıyorum.

YAZARKEN YAŞAMIYORUM

Yazarken yaşamıyorum, hayattan kopuyorum, ama yaşayarak yazıyorum.

Ölüyorum, yazının dünyasına geçiş yapıyorum.

Geride bırakıyorum herşeyi arada bir sislerin ardından puslu bir hayalet elini uzatıyor çekip almaya çalışıyor beni yazı dünyamdaki efsunlu atmosferin içinden.

Direniyorum bütün gücümle orada kalabilmek için.

Hayalet yeniliyor, utanç içinde kayboluyor sislerin arasında.

Aydınlanıyor tekrar yazı dünyam, kararırken güneşin altındaki gerçek dünyam.

Dalıyorum hayallere, bedenim kuş gibi hafifliyor.

Uçuyorum, rüzgarımdan birkaç sararmış sonbahar yaprağı da uçuşuyor.

Gökyüzü benim, bulutlar benim, güneş yakmıyor beni, elimi uzatsam dokunacağım.

Rüzgar alıp götürüyor, ruhum uçuyor uçan halının üstünde, bedenim burada ne gam!

Şu karşı tepenin en üstüne konuyorum, değmeyin keyfime.

Fındık bahçesinin içindeyim, toprağın kokusunu alıyor, bastığım yerin sesini duyuyorum.

Toprak dile geliyor hasretle söyleşiyorum.

Veysel kulağıma terennüm ediyor; benim sadık yarim kara topraktır diyorum.

Allah Allah ! Toprak ayağa kalkıyor, sarılıyor sımsıkı.

Ne kadar özlemişiz birbirimizi! Ne kadar bekletmişiz!

Aşk iyice yanıp kavrulduktan sonra kavuşmak mıdır? İçimi ısıtıyor sadık yarim.

Koynuna alıyor beni bırakmıyor öylece sarılıp yatıyoruz.

Yazarken yaşamıyorum, öldürüyorum Dünya’yı.

Daha doğrusu öldürüyorum dünyamı.

Başka bir boyuta geçiyorum.

Yeni bir dünya kuruyorum.

Zannetmeyin ki kurduğum bu dünyayı ben yönetiyorum.

Biraz söz sahibiyim evet, ama o kadar.

Benim kurduğum dünyada benim dışımda işler oluyor.

Yazı hükmediyor onlara.

Hayır hayır yazı değil belki de yazgı.

Kelimelerin kaderi değil midir yazı?

Veli Dalbudak

selyus