Ana Sayfa EĞİTİM 30 Eylül 2017

İl Milli Eğitimden Sosyal İçerme Konferansı

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, “Tarih boyunca devlet olarak ayrımcılığa karşı hoşgörü politikasını benimsemiş bir geleneğin, kültürün devamı olan Türkiye Cumhuriyeti olarak, aslında dünyanın birçok ülkesinden çok daha iyi durumdayız. Fakat bunu çağımızın koşulları çerçevesinde de tekrar şekillendirmek, bize uygun şekilde yapılandırmak gerekir.” dedi.

Romanların Yoğun Olarak Yaşadığı Yerlerde Sosyal İçermenin Desteklenmesi Operasyonu (SİROMA) Sosyal İçerme Konferansı yapıldı.

SİROMA Teknik Destek Projesi kapsamında bir otelin salonunda gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, SİROMA kapsamında okul öncesi, ilk ve ortaokul kademelerinde önemli çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti. Projede 12 ildeki 44 okulda faaliyetlerde bulunulduğunu vurgulayan Yelkenci, bu eğitim kurumlarındaki 44 okul müdürü, 447 eğitimci, 13 okul personeli ve bin 261 öğrenci üzerinde, bir ihtiyaç analizi yapıldığını anlattı.

Bu analiz üzerinden çalışmaların sürdürüldüğünü ifade eden Yelkenci, ayrıca rol model katılımlarıyla bin 620 öğrenciye ulaşıldığını ve Roman vatandaşların içinden çıkarak örnek “rol model” kişilerin öğrencilerle buluşturulduğunu söyledi.

Proje kapsamında 952 eğitimciye, ayrımcılıkla mücadele eğitimi de verildiğini belirten Yelkenci, şöyle konuştu:

“Bu coğrafyaya adım attığımız günden beri, tarih boyunca devlet olarak ayrımcılığa karşı hoşgörü politikasını benimsemiş bir geleneğin, kültürün devamı olan Türkiye Cumhuriyeti olarak, aslında dünyanın birçok ülkesinden çok daha iyi durumdayız. Fakat bunu çağımızın koşulları çerçevesinde de tekrar şekillendirmek, bize uygun şekilde yapılandırmak gerekir. Bu anlamda SİROMA´nın bize yol göstereceğini düşünüyorum. Roman vatandaşlarımızın kurmuş oldukları sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yapmış olduğumuz görüşmelerde, eğitime katılım noktasında -ki projemizin ana amaçlarından biri bu- en büyük engelimizin, kendilerinin ifadeleriyle aslında onları biraz daha öne çıkaran Allah vergisi yetenekleri müziğe karşı kabiliyetlerinin çocukların eğitimde kalmasının önünde bir engel olduğunu söylemekteler. Çünkü her durumda müzikte başarılı olabildikleri için, eğitime ihtiyaç duymayıp müzik alanına yöneldiklerini kendileri ifade etmekteler. Bu noktada en güzel çözümün de bu yeteneklerini geliştiren eğitim kurumları açarak, oradaki kaçışın veya eğitimdeki bozulan istikrarın düzeltilmesinin yolunun, bu yeteneklerine yönelik eğitim kurumlarının geliştirilmesi ve açılması olacaktır diye düşünüyorum.”

PROJELER KAPSAMINDA VATANDAŞLARA DESTEK

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanı Uğur Güneş, başkanlıklarının insan kaynaklarının geliştirilmesi bileşeni altındaki projelerin belirlenmesi, programlamasının yapılması, projelerin seçilmesi, uygulanması, finansal ödemelerinin yapılması ve nihai raporların yazılmasından sorumlu olduğunu kaydetti.

Katılım Öncesi Yardım Aracı 1 (İPA 1) dönemi adı verilen, 2007-2013 yıllarında tahsis edilen 553 milyon avroluk fon ile 900 proje gerçekleştirildiğini belirten Güneş, bu projeler kapsamında 800 bin vatandaşa destek sağlandığını ifade etti.

Bu yıl sonu itibarıyla İPA 1´in kapanışına müteakip, İPA 2 dönemi için de toplam 511 milyon avroluk bir fonun Türkiye´ye tahsis edildiğine değinen Güneş, uygulanan projelerle kayıtlı istihdamın teşviki, mesleki eğitimin desteklenmesi, kız çocuklarının okullaştırma ve devam oranlarının artırılması, hayat boyu öğrenme imkanlarının geliştirilmesi ve dezavantajlı kişilerin iş gücü piyasasına entegrasyonunun önündeki engellerin kaldırılması gibi amaçları olduğunu dile getirdi.

“ROMANLAR BİN YILDIR AVRUPA´NIN PARÇASI”

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sektör Yöneticisi Mehmet Caner Demir, birliğin bu tür programları desteklemesinin temel hedefinin, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski taşıyan bireylerin topluma entegrasyonunu kolaylaştırmak olduğunu kaydetti.

Romanların bin yıldan uzun süredir Avrupa medeniyetinin parçası olduğuna değinen Demir, “Ancak böyle olmakla birlikte Romanlar hemen hemen tüm ülkelerde, farklı tür ve seviyelerde ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyorlar. Avrupa Birliği de bu sorunların farkında ve bunu çözmek için, ayrımcılık, önyargı, sosyal eşitsizlik ve dışlanmayla mücadeleyi temel prensip kabul edip, önlem almaya çalışıyor. Tabi burada asıl sorumluluk üye ülkelerde.” ifadesini kullandı.

SİROMA´nın pilot uygulamalarının çoğunlukla olumlu sonuçlar verdiğinin altını çizen Demir, eksiklerin farkında olduklarını bildiklerini ve bunların giderileceğini bildiklerini söyledi.

DEZAVANTAJLI GRUPLARA DESTEK

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarlacı, ihtiyaç sahibi ve dezavantajlı gruplara destek olmaya çalıştıklarını kaydetti.

Desteklemelerde bulundukları ihtiyaç sahipleri arasında Romanların da bulunduğuna değinen Tarlacı, özellikle Roman nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde Sosyal Dayanışma Merkezlerini hayata geçirdiklerini anlattı. SİROMA´nın da destekledikleri projelerden olduğunu ifade eden Tarlacı, 2018-2022 stratejik planında da bunu destekleyeceklerini vurguladı.

Tarlacı, “İnancımızda en büyük unsurlardan biri, Yüce Peygamberimizin de buyurduğu gibi, ´İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.´ Dolayısıyla ırk, cins, mezhep ayrımı olmadan, herkesin topluma, insanlığa faydalı işler yapmasını istiyor ve bu projelerin her yönden desteklenmesini arzu ediyoruz.” dedi.

SİROMA NEDİR?

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Programı´nın bileşeni olan İnsan Kaynaklarını Geliştirme Operasyonel Programı kapsamında Türkiye ve AB tarafından finanse edilen SİROMA, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından hazırlandı.

9 Kasım 2015´te yürütülmeye başlanan projenin genel hedefi, Romanların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştırarak sosyal içermeyi artırmak ve toplum refahına yönelik bir dönüşüm hareketi yaratmak.

Projenin hedef gruplarını, yoksulluk içinde yaşayan ya da yoksulluk riski ile karşı karşıya olan Roman kökenli kişiler ile Romanların yoğun olarak bulunduğu gecekondu bölgelerinde yaşayanlar ve göçerler oluşturuyor.

Proje, Ankara, Adana, Balıkesir, Hatay, Edirne, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Manisa, Mersin ve Tekirdağ´da uygulanıyor. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortak finansman ile karşılanan projenin bütçesi, 8,8 milyon avro.

 

selyus