Veli DALBUDAK

Selam Olsun

GÜN BATARKEN

Tomruk yüklü bir kamyon homur homur homurdanarak ağır ağır yokuşu çıkıyordu. Ardından havaya yayılan egzoz dumanı ormanın puslu havasının içinde yılan

GÜN BATARKEN

Tomruk yüklü bir kamyon homur homur homurdanarak ağır ağır yokuşu çıkıyordu. Ardından havaya yayılan egzoz dumanı ormanın puslu havasının içinde yılan gibi kıvrılarak yükseliyordu. Neyse ki kısa süren bu tatsız efekt, uzaklaştıkça bir hırıltıya dönüştü. Ben de köpeğim de bir kaç dakika öncesinin kuş seslerinden başka hiç bir şey olmayan huzuruna geri döndük. Tam da çiftleşme mevsimi, kuşlar cıvıl cıvıl. Hem huzur veriyorlar insana hem de yaşama sevinci…

Diğer hayat kaynağım güneş ise pek nazlıydı bugün. Ancak ikindiye doğru gösterdi yüzünü. Sapsarı hardallar daha bir parladılar, yer sarı gök sarıydı. Baharda yağmurlu günlerin ardından gelen güneşe dayanamıyorum. Köpek benden hevesli, dalıyoruz ormanın içlerine. Bir traktör yolundan yürüyoruz. Tatlı bir yokuş kıvrılarak sık ağaçlığa doğru götürüyor bizi. Yerler ıslak ama çamur değil. Zaten kışın da pek çamur olmaz bu bölge, sıkıdır toprağı. Sol tarafımızda geniş bahçeli bakımlı ve büyük birkaç ev var. Geleneksel köy mimarisinin dışında yapılar. Belli ki şehirden gelen zenginlere aitler. Ben böyle sağa sola bakınırken sık ağaçlık bitmek üzere. Aman Allahım, tepeye doğru çok büyük bir alanda çirkin bir görüntü veren kazılmış boş bir saha var. İş makineleri önce ağaçları sonra da tepeyi yok etmişler. Öylece de bırakıp gitmişler. Tam tepeye ulaştığımda arkamı dönüp baktım. İyiki de bakmışım; çünkü manzara öyle böyle değil. Bulunduğum yerden vadideki 3 köyü görebiliyordum, tabii bir de hastası olduğum şu güzel dereyi. Vadiye hayat veren dereyi. O olmasa bu kadar yeşil olur mu otlar, o olmasa bu kadar sarı olur mu hardallar, o olmasa bu kadar güzel cıvıldar mı kuşlar…

Önemli olan gitmek değil, gittiğin yeri yaşayabilmektir diyorum ve sevimli bir ağacın dibine çöküp manzaranın tadını çıkarıyorum. Ufku tarayan gözlerimle köylerin içinde dolaşıyorum. Bir tane orta halli bir okul binası var. Muhtemelen 3 köy ortak kullanıyor. İçine girip yeniden ilkokula başlıyorum. 3 tane küçük sayılabilecek cami görüyorum. Her köyde bir tane. Hepsinde bir vakit namaz kılıyorum, abdestim aynı. Hacı amcalarla sohbet ediyorum cami avlularında, dertler hep aynı. Köy Meydanı’ndan yabancı adımlarla geçip kahvede tanıdık bir lezzeti yudumluyorum o da aynı. Oradan çıkıp dere kenarına doğru giderken çayırda top koşturan çocuklara katılıyorum. Gazozuna maç kıran kırana. Tam galibiyet gölünü atacakken burnumun ucundan koca kanatlarını sallayarak geçen leylek beni kendime getiriyor. Kaçan gole mi yanayım yoksa dereye kavuşamadan biten köy macerama mı?

Başımı biraz da yukarılara doğru çeviriyorum. Karşı tepelerin çiçeklenmiş bitki örtüsü reddetmesi zor davetkar teklifler sunuyor. Alıştım artık açıyorum kanatlarımı uçuyorum. Ağaçlar yeni yeni yapraklanıyor. Kimisi çiçek açarken kimileri meyveye durmuş. Erik ve çağla öncülerden, tadına bakmadan geçmiyorum. Dut ve iğde henüz yapraklarını büyütmede, ayva ise çoktan çiçek açmış. O kadar güzel ki size anlatmak istiyorum fakat ne mümkün, kelimeler kifayetsiz…

Ben ve köpeğim özgürce dolaşırken, gün de ikindiden akşama kavuşuyor, gitgide kırmızıya boyanan ateş topu yavaş yavaş çekiliyordu sahneden. Biz de, ormanı daimi sakinlerine bırakarak, güneşin battığı tarafa doğru adımlarımızı sıklaştırdık. Bu sırada vadideki minarelerden yükselen ezan sesleriyle, derenin şırıltısı ve kuşların cıvıltısı huzur olup içimize akıyordu.

SELAM
Belki süper sinematografik sahneler arzı endam etmiyor ama amatör ruhun samimiyeti sarıyor perdeyi.
Burç FM de uzunca bir süredir dinlerim öncülerin hikayelerini. Onlar, yaşadıkları onca zorlukları bile tatlı tatlı anlatırlar. Anlaşılıyor ki zor olanı sevmeden başarmak mümkün değil. Onları dinledikçe aklımdan bu hikayelerin güzel bir film olabileceği geçerdi. Fakat ne yalan söyleyeyim, bu kadar ağlatan, bu kadar hüzünlendiren, bu kadar trajik bir senaryo yazmazdım ben olsam. Çünkü çok komik, eğlenceli hikayelerde var. O zaman Selam 2 ye selam olsun. Ama bu sefer güldürsün.

Veli DALBUDAK

İlginizi çekebilir

PUSULASIZ GEMİ

PUSULASIZ GEMİ

selyus