Volkan ÖZTÜRK

Dünden Bugüne

DUVAR

Deniz Ülke Arıboğan

  • Dünya savaşına tüm savaşlara son veren savaş denilmişti.
  • ABD son yüzyılda üç ayrı küresel çaplı savaştan galip çıkmasıyla süper güç oldu:
  1. Dünya savaşında – Avrupa’nın köhnemiş monarşilerini

2. Dünya savaşında faşistleri

Soğuk savaşta ise sosyalistleri yenerek süper güç oldu.

  • Herodot, Babil duvarları için “Bilinen dünyadaki bütün harikaları aşan bir yapıt” demiştir.
  • Thomas Friedman “Dünya Düzdür” kitabında küreselleşme sürecini üç aşamada anlatır:

1- Amerikanın keşfi ve sömürgecilik için 1.0 aşaması

2- Endüstri devrimi için 2.0 aşaması

3-Bilişim ve internet için 3.0 aşaması demiştir.

Şimdi biz buna “yapay zeka” veya “öngürü” dönemi olarak endüstri 4.0 aşamasını ekleyebiliriz.

  • “Avrupa Ahengi” sistemi: 1815-1914 arası Avrupa’nın büyük güçleri arasında savaş olmadan geçen dönem.
  • Ö 6. yy’da ticari merkezler olarak ortaya çıkan ve denizden 25 milden daha uzak olmayan yaklaşık 1500 ayrı şehir devleti vardı.
  • İnsanlık tarihinin en göz alıcı siyasi ve hukuki yapısı, tarihin en büyük merkez imparatorluğu Roma.
  • Tarihi gelişim:
  • Ö 6.yy- dağınık yapı, şehir devletleri
  • Roma ile merkezi yapı
  • Roma sonrası feodal sistem ile yine dağınık yapı
  • Ortaçağ bitimi ile imparatorluklar ve dünyaya yayılmaları
  • yy da terörle mücadele başlığı altında büyüyen bütçelerle askeri harcamalar en az iki kat arttı.
  • Trump sadece bir başkan olmasının ötesinde aşırı dikkat çekici bir figür. O kadar dikkat çekiyordu ki, başka bir şeyi dikkatten kaçırmak mümkündü. Tıpkı KGB’nin Sovyetler Birliği’ni yıkmak yoluyla yeni Rusya’nın doğumunu hazırlaması gibi, ABD devlet mekanizması da büyük bir yapısal değişikliğe ön açıyordu.
  • Bir ulusun inşaası, bir devletin inşaasından daha meşakkatli ve uzun bir sürece ihtiyaç gösteriyor. “kendi kaderini tayin hakkı” belki imparatorluklardan kopan halklara bir umut olarak sunuluyordu ama dağılan imparatorlukların topraklarında yeni vesayet sistemleri kurmaktan başka bir işe yaramıyordu. Nitekim başkan Wilson da Avrupa’nın merkez güçlerinin dağılması ile birlikte savrulan bölgeler için, uygar devletlerin alicenap bir koruma sağlamasından yanaydı. Avrupa ve Ortadoğu bu süreçten en fazla etkilenen bölgeler olacaktı.
  • Einstein bir mülteciydi. Steve Jobs da öyle. Sigmun Freud, Henr Kissinger, George Soros gibi dünya tarihinin önemli bir çok ismi ülkelerindeki politik baskılardan ve katliamlardan kaçmak zorunda kalmışlardı.
  • “Tepedeki Şehir” bir yer olmaktan çok bir sembol. Amerikalılık fikrinin de temel taşlarından birisiydi. 1600’lerde Amerika’ya ulaşan Arbella adlı bir göçmen gemisindeki Püritenlerin lideri John Winthrop’un Matta incilinden alıntıladığı bu kavramın, ulusal kimliğin şekillenmesindeki rolü büyüktü.
  • F.Kennedy’nin deyimiyle Amerika “göçmenler ulusu”.
  • Güvenlik deyince 11 Eylül travmasının ardından özgüvensiz ve tedirgin bir sosya-psikolojik ortamda yaşayan Amerikalıların konuya bakışı farklılaşıyordu. Güvenlik meselesi en kolay istismar edilebilecek bir mevzuydu.
  • “Endüstri 4.0” kavramı ilk kez Almanya’da Hannover Fuarı’nda kullanıldı.
  • Endüstri 1.0 su ve buhar teknolojisi
  • Endüstri 2.0 elektrik enerjisi
  • Endüstri 3.0 dijital/elektronik aşama
  • Endüstri 4.0 yapay zeka/öngörü
  • Bugün ilkokula başlayacak çocukların %65’i okullarını bitirdiğinde henüz icat edilmemiş mesleklerde çalışıyor olacaklar.
  • Trump, “Tanrının yarattığı en büyük istihdam sağlayan başkan ben olacağım”.
  • Bağlılık ve itaat karşılığı maaş dağıtma düzeni siyasi otoritenin eline bakan ve ona yapışık bir vatandaşlık sisteminin kurgulanması demektir. Nitekim siyaset adamları işsizlik sorununa karşılık istihdam vaadinin büyülü bir kavrama dönüşmekte olduğunu keşfetmiş, bunu kullanmaya başlamışlardır.
  • Korku politikası tarihin derinlilerinden günümüze kadar aktarılan kadim yönetim stratejilerinden birisiydi. İnsanoğlu korkuyla terbiye oluyor; toplumlar korku sopasıyla yola getiriliyordu.
  • Terörün küresel olmasıyla birlikte (DAEŞ, El Kaide, Işid) herhangi bir coğrafya ile sınırlı olmaması yani terörle savaşın dünyanın her yerinde olmasına neden oldu.
  • DEAŞ (IŞİD), başlangıçta bölgeseldi. Kısa süre sonra 10 milyon vatandaşı olan, Britanya toprakları büyüklüğünde bir alanı ele geçirmeyi başarmış, bütün Müslümanların kendilerini lider olarak tanıması çağrısını yapmışlardı. Yabancı savaşçılar akın akın bölgeye gidiyor, Irak ve Suriye topraklarında düzenli ordularla savaşıyorlardı. Örgüt, başlarda sadece Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyası ile sınırlı eylemlerde bulunmaktaydı. Ancak hilafeti temsil eden bir devlet kurma amacını güttüğünü iddia ederek ve bölgesel konsantrasyonu ön plana çıkararak izlediği politika uzun sürmeyecekti. Muhtemelen strateji gereği öyle bir izlenim vermiş, henüz bebeklik aşamasındayken, Batı’dan ezici bir karşılık gelmesini engellemeye çalışmışlardı. DEAŞ’ın bölgesel kalma tavrı Haziran 2014’te örgüt lideri Bağdadi’nin halifeliğini ilan etmesi ve farklı bir misyon edinmesinin ardından değişti. Sadece iki yıl içinde Irak ve Suriye dışında 29 ülkede 140 saldırı yaparak, küresel pozisyonlarını ilan ettiler.
  • Mülteci kampları teröristlerin eleman devşirdiği en verimli kaynaklardır.
  • Kimilerinin “internet devrimi” olarak tanımladığı Arap Baharı denilen sürecin, sosyal medya üzerinden şekillenen kampanyalarla yönlendirilmesi devlet otoritelerinin dikkatini çekmiştir.
  • İnternet ortamı, ekonomik ve sosyal bir iletişim platformu olmaktan çoktan çıktı ve siyasi bir mecraya dönüştü. 3. Dünya savaşının en sıcak cephesinin siber dünya olacağının sinyalleri gelmeye başladı bile.
  • ABD’nin PRISM projesi ulusal güvenlik ajansı (NSA) tarafından yönetiliyordu. Projenin amacı Microsoft, Google, Yhoo, Facebook, Skype ve Apple gibi Amerikan teknoloji devlerinin elindeki verilere NSA’in doğrudan erişebilmesinin sağlanmasıydı. Bu kapsamda e-postalardan telefonda veya bulutta sakladığınız verilere, arama kayıtlarına, arkadaş listelerinize ve alışveriş adetlerinize kadar her şeyin izlenmesi mümkün olacaktı.
  • yy’da anavatanın korunması demek, siber vatanın korunması demektir.
  • Devletler artık kara, hava ve deniz alanları kadar siber alanlarını da muhafaza ve müdafaa etmek durumdaydılar.
  • Önce insanları taşıdıkları mobil cihazlarla, tıpkı boynunda çan ile dolaşan sürü koyunlarına döndürmüş, sonra mobil bir cihazın ekranına hapsederek, büyüdüğünü zannettiği küçücük dünyasına hapsetmişti. Evler yuva olmaktan çıkıp, sadece tv veya pc ekranından dışarıya bakabildiğimiz birer hücreye dönüşüyordu. Merkezinde ise hepimizi gözetleyen bir mekanizma kurulmuştu.
  • “Akdeniz eski dünyanın okyanusuydu. Atlantik bu günün okyanusu, Pasifik ise geleceğin okyanusu olacak”. Pasifik yüzyılına girmiş bulunuyoruz.
  • Napolyon, “Çin uyuyan bir dev; bırakalım uyusun çünkü uyandığında dünya sallanacak”.
  • Çinlilerin arasındaki en büyük sorunlardan birisi ise yaygın afyon kullanımıydı. Çin halkı 15.yy’ın başlarından itibaren afyonla tanışmış, ancak uzun süre bu maddenin kullanımı ayrıcalıklı sınıflarla sınırlı tutulmuştur. 1700’lerin sonlarından itibaren İngilizlerin desteği ile geniş bir kitleye yayılan bu kötü alışkanlık, kısa zamanda ülkenin sosyal ve ekonomik yapısı üzerinde yıkıcı etkiler yaratmaya başladı. Napolyon’un bahsettiği devi uyutan ve uyuşturan şeyde muhtemelen buydu.
  • İngilizler devi uyutmakta kararlıydı belli ki, 19.yy boyunca iki defa ülkede afyon kullanımı yasaklamaya çalışan Çin hükümetleriyle savaşa girdiler. İlk savaştan sonra 1843’de Hon Kong İngilizlere verildi. Çin kendisini sömürgecilere karşı korumak için kapattığı limanlardan beşini de yabancılara açmak zorunda kaldı. Bu limanlarda niteliği ne olursa olsun her türlü malın ticareti serbest bırakıldı. Antlaşmanın Çin’de yarattığı tepki ve yükselen yabancı düşmanlığı ikinci savaşın zeminini hazırladı. Çin yine yenildi. Çin’e yapılan afyon ticareti yasallaştı. Avrupa tüccarlarına tanınan kapitülasyon haklarıyla Çin’in ortak bir sömürge alanı olarak kullanılması dönemi başladı. İmtiyazlar ve afyonla zorla narkozlanan dev ejderha, uyutulmaya devam edildi.
  • Oysa Çin, 11-19.yy’lar arasında dünya ekonomisinin başat güçlerinden birisiydi. Çelik, tekstil ve gemi filosu konularında ön sıradaydı. Teknoloji ve inovasyonda bir dünya markası idi. Barut, pusula, ipek, kağıt, matbaa ve ateşli silahlar gibi icatların ülkesiydi.
  • Çin’in ulusal doktrini “devleti zenginleştir, askeri gücü artır”.
  • Çin’in “tek kuşak tek yol” projesi, Çin’den Avrupa’ya uzanan 68 ülkeyi ve 4.5 milyar nüfusu bütünleştiren bir havza kurma planı.
  • Günümüzde, ABD’nin Çin’in verdiği borca, Çin’in de Amerikalılara mal satmaya ihtiyacı var. İkisinin de ekonomik kaderi birbirine bağlı. Başarmak için ikisinin de birbirine ihtiyacı var.
  • Rus ordusunun iki büyük generali vardır; general Ocak ve general Şubat.
  • Rusların Gorbaçov liderliğinde giriştiği, Glasnost ve Perestroika politikaları çerçevesinde tanımlanan, bilinçli bir reform sürecinin amacı Rusya’yı yıkmak değil, yıkımdan kurtarmaktı.
  • ABD’nin kartalı, Çin’in ejderhası, Rusya’nın ayısı…
  • Karikatür yoluyla siyaset 1800’lü yıllarda yaygındı.
  • Rusya, güçlü bir merkezi devlet geleneğine ve derin bürokratik mekanizmasını destekleyebilecek elit insan kaynağına sahip dünyada az bulunan ülkelerden bir tanesidir.
  • Putin, başka ülkelerde yaşayan Ruslar konusunda hak ve sorumluluk iddia ediyor. Putin’e göre Rusya, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla anavatan dışında kalan 25 milyon Rus’u kendi kaderine terk edemezdi.
  • Mavi sular- Rus, mavi vatan- Türk politikası.
  • Rus stratejisi 2010’larla beraber savunmadan hücuma geçti. NATO’ya karşı bir çevreleme politikası. Beyaz Rusya, Doğu Ukrayna, Kırım, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye ve Akdeniz’e kadar ulaşıyor. Rusya böylece Türkiye, Avrupa ve NATO’ya karşı bir sınır çizmiş oluyor.
  • Rusya’nın Ortadoğu’da stratejisi, müttefiki olacak devletler veya rejimler yaratmak. İsrail’i ABD’ye kaptırınca bölgede kendi İsrail’ini kurmak istiyor. Rusya bu yolla kadim hedefi olan Akdeniz’e inmiş oluyor. Rus jeopolitiği açısından Kaliningrad, Kırım ve Suriye aynıdır.
  • Ruslar Akdeniz’e ulaşmanın dünyaya ulaşmak olduğunu biliyor. Türk boğazları bu yüzden çok önemli idi. 2000’li yıllar Rusların sıcak denizlere, Akdeniz’e indiği yıllar oldu. 2013 yılında Akdeniz Harekat Kumandanlığı’nın kurulduğunu açıklayan Rus savunma bakanı, hemen ardından da “Akdeniz bölgesinin Rusya’nın ulusal çıkarlarına yönelik en önemli tehlikelerin merkezi” olduğunu açıklamıştır.
  • 1979’dan bu yana kutup buz örtüsünün yaklaşık %40 oranında küçülmesi Bering Boğazı’nın önemini iyice artırdı. Bölgenin, ticari kullanılışına ilave olarak enerji ve maden yatakları bakımından önemli kaynakları barındırması, önümüzdeki dönemde paylaşım ve çatışma potansiyelini de içinde barındırıyor. Bölge, ABD tarafından ihmal edilirken Rusya fazlasıyla sahiplenmiştir.
  • 11 Eylül ile birlikte bütün batı ülkeleri, Işid terör tehdidine karşı ortak önlemler almanın gerekliliğine inanmıştı.
  • “Evrensel bir düzenbazlığın içinde, gerçekleri söylemek bizatihi devrimsel bir eylemdir” George Orwell
  • Churchill “Demokrasi, denenmiş diğer yönetim biçimleri hariç, en kötüsü”.
  • Vaktiyle bir İngiliz, Amerika’ya seyahate geldiğinde Amerikalı arkadaşına şu soruyu sormuştu: “Bir akşam yemeğine bile davet etmeyi düşünmeyeceğiniz birileri tarafından yönetilmeye nasıl tahammül ediyorsunuz?” Amerikalı dostundan gelen cevap ise başka bir duruşun yansımasıydı: “Sizi bir akşam yemeğine davet etmeyi bile düşünmeyecek birileri tarafından yönetilmeye siz nasıl tahammül ediyorsunuz?”.
  • Devlet bürokrasileri liyakat yerine bağlılık esasıyla şekilleniyor, böylece devlet kaynaklarının iktidar partilerine akması sağlanıyor.
  • Günümüz liderleri “seçilmiş kral” liderler.
  • Milliyetçilik Avrupa’yı iki şekilde etkiledi:
  • Çok uluslu imparatorluklar yıkıldı
  • Küçük krallıkların birleşip ulus devlet olmasını sağladı
  • Afrika 20 yılda (1870-1890) sömürgeleştirildi.
  • Dünya savaşı sona erdiği günden itibaren bütün dünyada “tüm savaşları sona erdiren savaş” olacağına inanılıyordu.

Volkan Öztürk

 

 

 

 

selyus