Veli DALBUDAK

Selam Olsun

FEMEN ! BEKLETME BİZİ

Çok bekletmediler de zaten. Kanatlarını takıp uçuverdiler hemen. Eeee ne de olsa onların adı Femen…

FEMEN ! BEKLETME BİZİ

Çok bekletmediler de zaten. Kanatlarını takıp uçuverdiler hemen. Eeee ne de olsa onların adı Femen…

Geldiler ve ayaklarının tozuyla İstiklal Caddesi’nde iç çamaşırı reklamı yaptılar. Helali hoş olsun. Reklam yapıp gitseydiler lafımız yoktu. Ama reklamı, ertesi güne Ayasofya’ya taşıdılar. At meydanı’nda, çıplaklığın çığlıkları inletti ortalığı. Reklam paralarına kurban edilen, ezilen kadınların çığlıkları da çıplak kaldı.

Oysa iş tulumlarını sımsıkı giymiş çoğu kadın 40.000 dokuma işçisi, 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde, daha iyi çalışma koşulları istemiyle, bir tekstil fabrikasında greve başlamışlardı. Patronlar durumdan memnun değildi. İşçilere sıkı bir gözdağı verilmeliydi. Polis harekete geçirildi. İşçiler saldırıdan korunmak için fabrikanın içine sığındılar. Polis giremesin diye kapıyı kilitlediler. Fakat fabrikada büyük bir yangın çıktı, çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

Acılar, kabuk bağladıkça daha iyi anlaşılır. Yıllar sonra, 27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde, 2. Enternasyonal kadınlar toplantısında Alman Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihinde, tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına, 8 Mart’ın Dünya kadınlar günü olarak anılması önerisini getirir. 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul eder. Ülkemizde, önceleri marjinal olarak kutlanırken, günümüzde artık, kadınların olağanüstü sahip çıkmasıyla, herkes tarafından yaygın bir şekilde kutlanıyor.

Gelelim Femen’e…
Bunlar da acıların kadınları canım…Soyunmak için büyük emek veriyorlar… Çığlıklarından elleri nasır bağlıyor… Polis copları, narin bedenlerini paramparça ediyor… Nezarethanelerde Dünya kadınları için çile dolduruyorlar…

Ben, aslına bakarsanız, kendilerinden ABD’de bir protesto yapmalarını beklerdim. (herhalde reklam teklifi alamadılar) Mesela, kartondan bir 1800’lü yıllar dokuma fabrikasının önünde, New York’ta grev mizanseni yapsalar daha anlamlı olmaz mıydı? Sonra fabrikanın içine kendilerini kilitler, poliste ateşe verir, böylece günün anısı cümle aleme duyurulmuş olurdu. Neyse, bu yazıyı okurlarsa, seneye yapmalarını dileyelim. Telif, melif istemem. Zira, inancım odur ki, fikirler insanlığın ortak malıdır.

Başlamışken, Femen’e fikir vermeye devam edelim;
(Belki istifade ederler, ya da bu işlerden istifa ederler.)

Femen! Zekamızla alay etme lütfen. Bari biraz içerik kat. Çıplaklığına zeki kostümler giydir.

Femen! Çığlık atma lütfen. Bari biraz kişne. Süslü koşumlarını takın. Gemi azıya alma. Bilesin ki bedenin değil bu kadar değersiz, yıldızlara koşamazsın eğersiz.

Femen! Soyunma lütfen. Bari biraz soy. Soy ki, tüm çıplaklığıyla görünsün gerçekler.

Femen! Oynama lütfen. Bari biraz sahici ol. İlla oynayacaksan, oyununa hayatı kat, tüm çıplaklığıyla.

İlginizi çekebilir

VADİYE ADINI VEREN KUTSAL SU

VADİYE ADINI VEREN KUTSAL SU

selyus